Şemsi paşa pasajında kırk kulpu kirik tunç tas has hoş kayısı hoşafı

Biz onlara ders verelim derken onlarda bize ders vermişler,şimdi gidip onlara bir ders daha verelim de biz onlara ders verirken gelip bize ders vermek neymiş görsünler.

Yaprağın üstünde bir tırtıl, yaprağı yiyor kıtır kıtır, yaprağı yeme pis hain tırtıl.

Bir tarlaya kemeken ekmişler.iki kürkü yırtık kel kör kirpi dadanmış.Biri kürkü yırtık erkek kel kör kirpi diğeri kürkü yırtık dişi kel kör kirpi. Kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin kürkünü kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin kürküne;kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin kürkünü de kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin kürküne eklemişler.

Adem madene gitmiş. Adem madende badem yemiş.
Madem ki Adem madende badem yemiş, niye bize getirmemiş.

Al bu takatukaları takatukacıya takatukalattırmaya götür, eğer takatukaları takatukacı takatukalatmazsa takatukaları taktukacıya takatukalattırmadan getir.

Aliş’le Memiş mahkemeye gitmiş, mahkemede mahkemeleşmişler mi mahkemeleşmemişler mi?

Be birader buraya bak, başi bereli burma biyikli basti bacak bayan berberiyle bizim Bedri bey birlikte bir pirinci birinci buluşta birbirine dizip Bursa pazarina indi.

Bir berber bir berbere “Bre berber, gel birader, biz beraber Berberistan’da bir berber dükkanı açalım.” demiş.

Bir pirinci birinci buluşta bir inci gibi birbirine bağlayıp, Perlepe berberi bastıbacak Bedri ile beraber Balıkesir pazarına parasız giden bu paytak budala, babası topal Badi’den biberli bir papara yedi.

Bu çorbayı nanelemeli mi de yemeli, nanelememeli mi de yemeli?

Bu ekşi eski ekşi.

Bu mumcunun mumu umumumuzun mumudur.

Bu pikap, şu pikap, o pikap.

Cüce çinici Celali Hoca gizlice marpuççular içindeki züccaciyecilere gidip içi Çince yazılı cicili bicili cam çubukları cepcegizine indirmiş.

Çatalca’da başi çıbanli topal çoban, çatal sapan yapar satar.

Dört deryanın deresini dört dergahın derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert, dört dergahtan dört dev çıkar.

El alem ala dana aldı aladanalandı da biz bir ala dana alıp aladanalanamadık.

Eller bazlamalandı da, biz bazlamalanamadık.

Gökten bir damla düştü, şıp benim alnıma, şıp anamın alnına, şıp benim alnıma, şıp anamın alnına…

İki kel kör kirpinin yırtık kürkünü dişi kel kör kirpinin yırtık kürküne eklemişler.

İndim dereye sarul seke teke çepiç tek otlarlar. Dedim niçin sarul seke teke çepiç tek otlarsiniz? Dedi bizim sorumuz sopumuz torumuz topumuz sarul seke teke çepiç tek otlarlar.

İndim kuyu dibine, sildim, süpürdüm, silkindim, çıktım.

İt iti itti, bit iti itti, it biti itti. Bit gitti, it gitti. Itti, bitti, gitti.

Kartal kalkar dal sarkar, dal sarkar kartal kalkar.

Kırk küp, kırkının da kulpu kırık küp.

Sizin damda var beş boz başlı beş boz ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek. Sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördek; bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe: “Siz de bizim gibi beş boz başlı beş boz ördeksiniz.” demiş.

Şemsipaşa Pasaji’nda sesi büzüşesiceler.

Şu duvarı badanalamalı mi badanalamamalı mı?

Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, ortada su şişesi.

Şu yogurdu sarımsaklasak da mı saklasak sarımsaklamasak da mı saklasak.

Tomarzalı topal Şaban, yapar çatar satar saban.

Üç tunç tas has hoş hoşaf.

Üstü üç taslı taç saplı üç tunç tası çaldıran mi çabuk çıldırır, yoksa iç içe yüz ton saç kaplı çanı kaldıran mi çabuk çıldırır.

Adem madene inmiş. Adem madende badem yemiş. Madem Adem madende badem yemiş niye bize getirmemiş?

Hakkı’nın Hakkı’da hakkı varmış. Hakkı Hakkı’dan hakkını almaya gitmiş. Hakkı Hakkı’nın hakkını vermeyince. Hakkı Hakkı’nın hakkından gelmiş.
Be birader buraya bak, başı bereli burma bıyıklı bastı bacak bayan berberiyle bizim Bedri bey birlikte bir pirinci birinci buluşta birbirine dizip Bursa pazarına indi.

Bir berber bir berbere “Bre berber, gel birader, biz beraber Berberistan’da bir berber dükkanı açalım.” demiş.

Bu ekşi eski ekşi.

Bu mumcunun mumu umumumuzun mumudur.

Bu pikap, şu pikap, o pikap.

Cüce çinici Celali Hoca gizlice marpuççular içindeki züccaciyecilere gidip içi Çince yazılı cicili bicili cam çubukları cepceğizine indirmiş.

Çatalca’da başı çıbanlı topal çoban, çatal sapan yapar satar.

Değirmene girdi köpek, değirmenci vurdu kötek; hem kötek yedi köpek, hem kepek yedi köpek.

Dört deryanın deresini dört dergahın derbendine devrederlerse,
dört deryadan dört dert, dört dergahtan dört dev çıkar.

Gökten bir damla düştü, şıp benim alnıma, şıp anamın alnına, şıp benim alnıma, şıp anamın alnına…

İndim dereye sarul seke teke çepiç tek otlarlar. Dedim niçin sarul seke teke çepiç tek otlarsınız? Dedi bizim sorumuz sopumuz torumuz topumuz sarul seke teke çepiç tek otlarlar.

İndim kuyu dibine, sildim, süpürdüm, silkindim, çıktım.

Kartal kalkar dal sarkar, dal sarkar kartal kalkar.

Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, ortada su şişesi.

Şu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak sarımsaklamasak da mı saklasak.

Tomarzalı topal Şaban, yapar çatar satar saban.

Üç tunç tas has hoş hoşaf.

Üstü üç taslı taç saplı üç tunç tası çaldıran mı çabuk çıldırır,
yoksa iç içe yüz ton saç kaplı çanı kaldıran mı çabuk çıldırır.

Siz, bizim ÇEKOSLAVAKYALILAŞTIRAMADIKLARIMIZDANMISINIZ?

Keşkekçinin keşkek kokan kaşığı keşke keşkeklenmeseydi.

Değirmene girdi köpek değirmenci attı kötek
Hem kepek yedi köpek hem kötek yedi köpek
Değirmenci mi attı köpek mi yedi kötek…

Hanım attı mıdık , mıdık attı gıdık , gıdık aradan çıktı , fıdık fıdık tıkarken gıdık mıdık oldu.

Şu duvara bir kama kamaladı , şıp dedi benim alnıma , şıp dedi anamın alnına değdirdi.

A be kuru dayı ne kuru sarı darı bu darı a be kuru dayı.

Ender mender pergele takıp dönder enderemezsen menderemezsen
pergele takıp dönderemezsen ver ustana endersin mendersin pergele takıp döndersin sür gitsin sür gitsin

(Hızlı bi şekilde okumaya çalışın)
GEYİK – NE GEYİĞİ – REN GEYİĞİ – NE RENGİ – KAHVERENGİ – NE KAHVESİ – KIR
KAHVESİ – NE KIRI -DAĞ KIRI – NE DAĞI – AĞRI DAĞI – NE AĞRISI – BAŞ AĞRISI –
NE BAŞI – KUŞ BAŞI – NE KUŞU -MUHABBET KUŞU – NE MUHABBETİ – GEYİK MUHABBETİ

Abana’dan Adana’ya abarta abarta apar topar ahlatla ağdalı avuntucu ahmak Ahmet’in avadanlıklarını aparanlardan acar Abdullahla Aptal Abdi akşam akşam bize geldi.

BU BAHÇE BAŞKA BAHÇE ŞU BAHÇE BAŞKA BAHÇE O BAHÇE BAŞKA BAHÇE

BU YOĞURDU SARIMLASAKTAMI SAKLASAK,SARIMLAMASAKTAMI SAKLASAK…….

Kapı gıcırdatıcılardan mısınız, ocak kıvılcımlandırıcılardan mı?

TOPKAPILI TOPÇU TOPAL HASAN TOPHANEDE TOP ATARKEN TOPAL BACAĞINLA TOP GÖTÜRMÜŞ.

şu karşıda kara ağaç dibi kalın doruğu ince kabuğu kalın kara ağaç kıkırdadındamı kurudun dibi kalın doruğu ince kabuğu kalın kara ağaç kıkırdamadındamı kurudun dibi kalın doruğu ince kabuğu kalın kara ağaç.

Bu pikap şu pikap o pikap

Gül dili bülbül dibi gibi gül dili bülbül dibi gibi

Babam Helebe gidecekti.Bir deste kaşık alacaktı.Ucunu alacalatıcaktı.Bilmem aldı alacalattı, bilmem aldı alacalatıcak

Cemil ile cemile , cuma günleri cüce canibin cicili bicili cult evinde cucuklu cacik yerlermis , sonra cüce canibin cici annesinin circir böceklerini dinlerlermis…..

bülbül güle gül dedi gül gülmedi gitti bülbül güle gül bülbüle yar olmadı gitti.